Aslında mesleğinde 25 yılı bulan bir geçmişi olan bir hekim olarak ve bunun 20 yılı bütüncül tıpla devam eden bir hekim olarak fonksiyonel tıbbı uzun zamandır uygulayan biriyim. Bütüncül tıp tedavisiyle ilgilenir iken daha sonra fonksiyonel tıp adı altında bir yaklaşımla karşılaşınca hayatım yavaş yavaş değişmeye başladı. Önce bu yaklaşımı kendi hayat tarzımda, ailemde ve yakınlarımda uyguladım ki faydalarını, sonuçlarını gördükçe yavaş yavaş hastalarıma eklemeye başladım. Ve bunun sonuçlarını hastalarımda da gördükten sonra fonksiyonel tıbbı hayatımın her alanında uyguladığım protokollere ekleyerek bütüncül bir protokol oluşturarak devam ettim.
Hekim olarak 25 yılı aşkın deneyimi bulunan bir doktor, neden yeni bir yaklaşım arayışına girdi?
Uzun yıllar geleneksel hekimlik uygulamaları içinde çalıştıktan sonra hastalıkların kök nedenlerine odaklanan yaklaşım eksikliğini hissetti ve farklı yöntemleri incelemek istedi.
Bu hekim ilk adım olarak hangi yaşam alanlarında değişiklik yaptı?
Kendi yaşam tarzında, ailesinin günlük rutininde ve sağlıklı alışkanlıklarda düzenlemeler yaparak yeni yaklaşımın etkilerini gözlemlemeye başladı.
Yeni yaklaşım hâlâ “yalnızca semptomlara yönelik tedavi” şeklinde miydi?
Hayır, semptom yönetiminin ötesine geçip, hastanın biyokimyası, genetiği, yaşam tarzı ve çevresel etkenlerini birlikte değerlendiren bir sistem benimsendi.
Bu hikâyede “fonksiyonel tıp” anlayışı neden dikkat çekici hale geldi?
Çünkü sıradan klinik yaklaşımlar bazı kronik ya da kompleks vakalarda yetersiz kalırken, fonksiyonel tıp bu tür durumlara daha bütüncül bir perspektiften yaklaşarak yeni umutlar sundu.
Hikâyeyi paylaşmanın okuyucuya ya da hastaya sunduğu değer nedir?
Uzun yıllar içinde edinilmiş deneyimlerin ardından gelen dönüşüm süreci, benzer sağlık arayışında olanlar için ilham verebilir; alternatif yaklaşımların keşfi ve bireysel farkındalığın artmasına katkı sağlar.
