Bir yandan modern tıp hızla gelişirken diğer yandan kronik hastalıklar tüm dünyada artmaya devam ediyor. Başta otoimmün bozukluklar, diyabet, hormonal dengesizlikler, psikiyatrik rahatsızlıklar, kalp hastalıkları olmak üzere pek çok kronik rahatsızlık her geçen gün daha fazla insanı etkilerken, pek çok kişi için de modern tıp tedavileri yetersiz kalabiliyor. Tam da bu noktada fonksiyonel tıp devreye giriyor. Peki öyleyse fonksiyonel tıp gerçekten geleceğin sağlık modeli olabilir mi?
Fonksiyonel tıpta semptomlar değil, kök nedenler esas alınır
Fonksiyonel tıbbın en ayırt edici yönlerinin başında hastalıkların semptomlarını hafifletmek yerine, altta yatan kök nedenleri esas alması geliyor. Teşhis süreci de tedavi süreci de kök nedenler üzerinde kurgulanıyor. Örneğin migren tedavisinde modern tıp ağrıyı baskılamaya yönelik ilaçlar önerirken, fonksiyonel tıp migrenin kök nedenini bulmak için kişinin beslenme alışkanlıklarını, stres seviyesini, hormonal dengesini ve çevresel maruziyetlerini ele alıyor. Fonksiyonel tıp hastalığa yüzeysel değil derinlerine inmeyi gerektiren bir süreçle yaklaşıyor.
Fonksiyonel tıpta vücut bir bütün olarak görülür
Fonksiyonel tıbbın ayrıştırıcı bir yönü de vücudu tek bir sistem olarak ele alması. Örneğin cilt problemleri sindirim problemleriyle ya da depresyon hormonal dengesizlikle ilişkili olabilir. Tüm vücut sistemlerinin birbiriyle bağlantılı olduğunu temel alan fonksiyonel tıp yaklaşımında tam da bu sebeple bir rahatsızlık tedavi edilirken yalnızca ilgili bölge değil, tüm beden ve yaşam tarzı gözden geçiriliyor.
Herkes farklıdır, öyleyse tedaviler neden aynı olsun?
Fonksiyonel tıp aynı rahatsızlıktan şikayetçi olan herkese aynı standart reçeteyi uygulamaz. Her birey genetik yapısı, yaşam tarzı, stres seviyesi ve çevresel etkenlerle birbirinden farklıdır. İşte bu nedenle fonksiyonel tıpta iki hasta aynı tedaviyi almaz. Kapsamlı laboratuvar testleri, genetik analizler ve yaşam tarzı değerlendirmeleri sonucunda tamamen kişiye özel bir tedavi planı oluşturulur. Bu yaklaşım tedavi sonuçlarının daha etkili olmasını mümkün kılmaktadır.
Stres ve duygusal sağlık da tedavinin bir parçası
Fonksiyonel tıbbı ayrıştıran bir diğer unsur, stres ve duygusal sağlığın tedavi sürecinin bir parçası olarak görülmesidir. Zihinsel ve duygusal sağlığın, fiziksel sağlığı doğrudan etkilediği bilinir. Bu nedenle fonksiyonel tıp, sadece fiziksel rahatsızlıkları değil; stres yönetimi, meditasyon, yoga ve diğer zihinsel iyilik halini artırıcı yöntemleri de tedavi planlarına dahil eder.
Fonksiyonel tıp bir devrim ve geleceğin tıbbı mı?
Özellikle kronik hastalıkların tedavisinde olumlu sonuçlar alınması fonksiyonel tıbbın hem akademik camiada hem halk arasında popülaritesini artırıyor. Günümüzde pek çok doktor tarafından fonksiyonel tıp sağlıkta bir devrim ve geleceğin sağlık modeli olarak kabul görüyor. Siz de fonksiyonel tıbbın sizin için neler yapabileceğini keşfetmeye hazırsanız sayfamızda çok daha fazla bilgi bulabilir, ayrıca bize telefonla ulaşabilirsiniz.